30 Mart 2015 Pazartesi
70'lerde 80'lerde şemsiyesini sevdiğinin kafasına tutan montunu üşümesin diye sevdiğine veren yemez yediren içmez içiren eli yemek kokan kadınların olduğu şarkıların aşkla söylendiği şairlerin en sağlam olduğu en güzel şiirlerin yazıldığı nesile özenip sadece siyah beyaz filmlerde kalan aşkların kırıntılarıyla doyuyoruz işte..M.A
29 Mart 2015 Pazar
Çok şey öğrettin sen bana. Geldin, sevmeyi öğrendim. Kahverengini öğrendim gözlerinde. Hayat denen bu uzun ve karmaşık yolda, tüm zorluklara rağmen umut etmeyi, işler ne kadar kötü giderse gitsin dimdik ayakta durup mücadele etmem gerektiğini öğrettin. Uykularımı kaçırdığın gecelerde, adını sayıklayıp uyumayı öğrettin. Senden önce hiçbir önemi olmayan şarkıların, aslında ne kadar anlamlı olduğunu öğrettin. Bir insanı hatalarıyla, yanlışlarıyla sahiplenip, onu kabullenmeyi öğrettin. Eğer birini seviyorsan, mesafelerin, yaşın, güzelliğin hiçbir önemi olmadığını öğrettin. Çok şey öğrettin sen bana. Geldin, sevmeyi, gittin, ayrılığı öğrendim..M.A
Sen gitmeliydin
Mutluluk denen bir yer vardı hep orayı merak ederdin
Kuralı buydu galiba
Sen geç kalmamalıydın mutluluğa
Bu gidişine engel olmalıydım oysa
Hiçbir son bu kadar hazin değildi aşk oyununda
Bir yer vardı düşlerinde adı mutluluk olan
Uzak bir şehir vardı gözlerini bekleyen
İki sevgili dolaşırdı sokaklarında
Anlatırken o şehri ellerini tutan ellerim düşerdi hep boşluğa
Sen geç kalmamalıydın yolunu gözleyen şehre
Renkli dünyalara kavuşmalıydın
Mutluluğun her türlüsünü tatmalıydın gönlünce
Oysa bir şehir vardı seni mutlu etmek için bekleyen
Senden sonra yıkıma uğrayacak bir şehir vardı avuçlarında
Görmüyordu gözlerin mutluluğun kaç rengi olduğunu
şehrimde
Gitmek istiyordu gözlerin her şeyi bile bile
Neydi seni o şehre sürükleyen
Hangi boş vaatlerdi seni benden çalan
Hangi bahaneler peşinde sürüklemişti bu aşkı
Kimlerin ayak izleri kirletmişti şehrimizin sokaklarını
Sen o şehri seçmiştin oysa
Geç kalmamalıydın mutluluk şehrine
Bir sabah gitmiştin elveda bile demeden
İki damla yaş dökememiştim bu gidişin arkasından
Son kez gözlerine bakamadan onları benden çalmıştın
Hangi yalancı seslere kulak vermiştin
Savaş sonrası yıkıma uğramış gibi enkaz yığınları arasında
Mutluluk dönüşüyor birden hüzne ve yalnızlığa
Şimdilerde kimsecikler yok , ölü bir kent sanki senden
sonra
Ölüm sessizliği hakim sensizliğin şehrine
Bir zamanlar sen olan bu şehir,sensiz şimdilerde
Doğru ya sen şimdi el ele yürüyor olmalısın
Mutluluk şehrinin en güzel sokaklarında
Renkli hayatlarda hangi kendini bilmeze
Alay konusu ettin en güzel geçmişimiz olan hikayemizi
Kahkahalar kulaklarına dolarken sen de güldün mü
doyasıya
Söyle tükettin mi içindeki beni anlata anlata
Unuttun mu eski günlerimizi ve seni bekleyişlerimi
Sen gitmeliydin ve gitmiştin
Kavuşmuştun sonunda mutluluk şehrine
En büyük zaferin sanıp da gidişin benden
Bitirememişti, içimdeki seni bende..M.A
Mutluluk denen bir yer vardı hep orayı merak ederdin
Kuralı buydu galiba
Sen geç kalmamalıydın mutluluğa
Bu gidişine engel olmalıydım oysa
Hiçbir son bu kadar hazin değildi aşk oyununda
Bir yer vardı düşlerinde adı mutluluk olan
Uzak bir şehir vardı gözlerini bekleyen
İki sevgili dolaşırdı sokaklarında
Anlatırken o şehri ellerini tutan ellerim düşerdi hep boşluğa
Sen geç kalmamalıydın yolunu gözleyen şehre
Renkli dünyalara kavuşmalıydın
Mutluluğun her türlüsünü tatmalıydın gönlünce
Oysa bir şehir vardı seni mutlu etmek için bekleyen
Senden sonra yıkıma uğrayacak bir şehir vardı avuçlarında
Görmüyordu gözlerin mutluluğun kaç rengi olduğunu
şehrimde
Gitmek istiyordu gözlerin her şeyi bile bile
Neydi seni o şehre sürükleyen
Hangi boş vaatlerdi seni benden çalan
Hangi bahaneler peşinde sürüklemişti bu aşkı
Kimlerin ayak izleri kirletmişti şehrimizin sokaklarını
Sen o şehri seçmiştin oysa
Geç kalmamalıydın mutluluk şehrine
Bir sabah gitmiştin elveda bile demeden
İki damla yaş dökememiştim bu gidişin arkasından
Son kez gözlerine bakamadan onları benden çalmıştın
Hangi yalancı seslere kulak vermiştin
Savaş sonrası yıkıma uğramış gibi enkaz yığınları arasında
Mutluluk dönüşüyor birden hüzne ve yalnızlığa
Şimdilerde kimsecikler yok , ölü bir kent sanki senden
sonra
Ölüm sessizliği hakim sensizliğin şehrine
Bir zamanlar sen olan bu şehir,sensiz şimdilerde
Doğru ya sen şimdi el ele yürüyor olmalısın
Mutluluk şehrinin en güzel sokaklarında
Renkli hayatlarda hangi kendini bilmeze
Alay konusu ettin en güzel geçmişimiz olan hikayemizi
Kahkahalar kulaklarına dolarken sen de güldün mü
doyasıya
Söyle tükettin mi içindeki beni anlata anlata
Unuttun mu eski günlerimizi ve seni bekleyişlerimi
Sen gitmeliydin ve gitmiştin
Kavuşmuştun sonunda mutluluk şehrine
En büyük zaferin sanıp da gidişin benden
Bitirememişti, içimdeki seni bende..M.A
Kaydol:
Yorumlar (Atom)