27 Haziran 2017 Salı

Artık kimse yalnız değil yeryüzünde. Sen varsın ya! Keder yıldırmaz beni, ölüm korkutmaz bir daha. Sen varsın ya! Bütün yokluklar kabulüm, bütün çaresizliklere razıyım. Sen varsın ya!

Sen geldin, değişti havası dünyanın, bulutların şekli değişti, denizlerin rengi değişti, kokusu değişti çiçeklerin. Sen geldin, en güzeli ben değiştim, anlıyor musun?

Sen bulunmayansın, bulduklarımız birer küçük parçadır bütünlüğünden. Sen bilinmeyensin, bildiklerimiz bir damladan öteye geçemez. Sen bölünmeyensin, hiç bıkılmayansın sen, hiç bitmeyensin.

Ne zamandır senden gelmeyen bir güzellik düşündüm, bulamadım. Ne zamandır senden geçmeyen bir yol aradım, bulamadım. Meğer sen olmaktan da güzel bir şey varmış:
Senden olmak.

Sana doğru uzanır kadehler, çiçekler sana doğru açar. Sana doğrudur akışı nehirlerin. Dalgalar sana doğru koşar, yükselir ve parçalanır ayaklarında.

Karlı dağ yamaçlarından serinlik getiren rüzgârın ilk okşadığı senin saçlarındır daima. İlk gün ışığı senin yüzüne vurur, senin ellerine düşer ilk yağmur damlası.

Dudaklarım çatladı susuzluktan, sana koşuyorum, ıslat dudaklarımı. Koy ellerini alnıma serinlesin başım. Gölgene sığındım işte. Güneşler altında yapayalnız bırakma beni.

Seninle olmak istiyorum, seninle kalmak istiyorum günler geceler boyunca… Seninle doluyum, seninle taşacağım. Meğer ne büyük bir çabaymış seninle aşmak duvarlarını zamanın ve ölesiye yaşamak seninle!

Erişilmez olan ne varsa orada sen varsın. Sevilmeye değer ne kalmışsa yeryüzünde sensiz değil. Sencileyin eşsiz olan tek şey sensin yine.

Ölümsüzlük seni tekrarlamaktır bir bakıma. Bir açıdan seni görmektir zamansızlık, bir başka açıdan senden uzaklaşmaktır. Ve tarifi
olmayan tek şeydir sensizlik.

Hiç sana sen misin demeyeceğim, çünkü karşında durmadan ben miyim diyorum. Ben miyim bu mutlu adam? Seni böyle delicesine seven ben miyim?

Meğer seni sevmek için gelmişiz dünyaya, seni yaşamak için gelmişiz. Baştan başa sen olduk senin için. Yalan senden uzaklaştığımız, gitgide yaklaşıyoruz sana. Bir zaman vardık, şimdi varız ve yine var olacağız senin için…

Ümit Yaşar Oğuzcan

23 Haziran 2017 Cuma

Sen de bir yerde bütün kadınlar gibisin. Durmadan, usanmadan arıyor, fakat ne aradığını bilmiyorsun, bilmeyeceksin de. Bulabildiklerin seni kandırmayacak, doyurmayacak. Daima mevcut olmayanı özleyecek , mümkün olmayanı arayacaksın. Beni aramadan buldun, baksana onun için varım. Arasan beni bulamazdın ki ! Şimdi sana ellerin kadar, kirpiklerin kadar yakınım. O zaman hayallerin , arzuların kadar uzak olacaktım. Siz aramak için yaratılmışsınız bir kere , ne kadar arandığınızı hiç düşünmezsiniz. Dünyada sizi arayan insanların da yaşadığı ve sizi buldukları zaman bütünlenecekleri aklınıza gelmez. Saadet , sizin için daima aranan , ama hiç bulunmayan bir şeydir. Onu bulsanız bile kaybetmekten korkar, asla tadına varamazsınız. Beşikten mezara kadar süren bir aramaktır yaşamanız. Arandığınızı hissettiğiniz anda da kaçar , saklanırsınız. Çünkü sizi arayan , çoğu zaman aradığınız değildir. Bulamayacağınıza öylesine inanmışsınızdır ki ! Sanki bulduğunuz anda her şey bitiverecektir, hiç bir manası kalmayacaktır yaşamanın. Varlığınız aradıkça büyür, arandıkça küçülür. Gurur en büyük düşmanınızdır, hiç küçülmek istemezsiniz. Saadetin alındığı kadar , verilebileceğine de inanmazsınız. Alışverişini yaptığınız tek şeydir keder.

Yaşamayı çekilir yapan da sizsiniz, çekilmez hale getiren de. Bütün kötülükler sizin eserinizdir , bütün iyilikler gibi. Her kan dökülen yerde bir iki tel vardır saçlarınızdan. Yalan , öylesine güzelleşir ki , dudaklarınızda kanılmaz bir türlü. Bir elinizin aydınlığa açtığı kapıyı , öbür eliniz kapar. Aşk , önce sevilmektir sizin için. Sevmeyi , alabildiğiniz mutluluklara bir karşılık olarak verirsiniz.Yaşadığınız her gün yeni bir pişmanlık getirir size. Kadınlık gururunuz bu pişmanlıkları doğuran bir makina halinde bütün ömrünüz boyunca çalışır durur. Gurur makinanızın en küçük bir duraklamasına asla razı olmazsınız. Gururunuz her şeyinizdir. Zaman zaman onu ayaklarınızın altına alır, fakat sonunda yine ona mağlup olursunuz. Sizi sevenlerin gururu ise , en az ilgilendiğiniz bir şeydir. Onu incitmek sonsuz bir haz verir size. Aslında karşılaştığınız bütün hayal kırıklıkları , kederler, ümitsizlikler, gözyaşları kendi sevgili gururunuzun armağanlarıdır. En korktuğunuz şey , bir gün terkedilmektir. Ama onu kaybedeceğinız için değil. Önce davranıp , onu terketmediğiniz için kendinize kızarsınız. Kıskançlık yalnız sizin kullanabileceğiniz bir haktır yeryüzünde. Sizin kalbinizde asil , sizi sevenlerin kalbindeyse bayağı bir duygudan başka bir şey değildir o.

Sen de bütün kadınlar gibisin demiştim. Hayır ! Hayır ! Galiba bütün kadınlar senin gibi. Hepsi SENDEN bir parça , her biri SENİNLE aynı yerde. Fakat benim yüreğim SENİN İÇİN çarpıyor!..

Ümit Yaşar Oğuzcan

11 Haziran 2017 Pazar

I
Kanatlanır, kanatılır bütün boşluklar.
Aynalar her gün bir başka yalan söyler
ve kalınır geride çizilmiş hayatlardan,
geride yağmurlardan ve çığlıklardan.

Herkes çizer boşluğunu…

II
Her aşk başlarken pembe,
ayrılıkta rengi siyah yalnızlığın…

(Herkes arar pembesini.
Oysa kendinden ötesi yoktur;
kimse sevmez yalnızlıkta gölgesini…)

III
Herkes sever doğumunu;
kim sever ölümünü?

Herkes sever doğrusunu;
kim sever yanlışını?

Herkes susar ayıbını.
Herkes susar ayıbını…

IV
Herkes bilir gitmesini.
Bir zaman öğrenirsin
gideni sırtından öpmesini

Herkes yaşar hasretini…

V
Herkes geçer gençliğini
Herkes…Buğusunda anıların
yitirir kekliğini…

VI
Herkes yaşamakla suçlu,
aşkıyla hükümlüdür;
herkes doğarken ölümlüdür.

Herkes ölür ölümünü;
göğe salıp düşlerini,
salıp tenini, nefesini
bırakır ceketini.

Herkes bırakacaktır ceketini…

Yılmaz Odabaşı