31 Ocak 2016 Pazar

Akdeniz gülüşlü bir çocuk, olsaydın 
ağzının kıyısında uçarılıklar biriktiren. 
yüzünde binbir haylazlıkla sevseydin beni, 
yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime. 
dokundukça portakal çiçekleri dökerdi, 
sevilmekten ürpertili dingin gövden 
ah çocuk ah kadın ah sevgili 
sözlerin aşkı anımsatsa da, 
gülüşünde onmaz acılar gizli.

Ümit Yaşar Oğuzcan

29 Ocak 2016 Cuma

Her gün başka oyunlar oynanıyor yeryüzünde
Yıllardır afişte kalan bizim oyunumuz
Sen bütün güzelliğinle her gece sahnedesin
Dekor durmadan değişiyor
Ama hep aynı müzik
Grieg'in o ünlü konçertosu
Denizin açılıp açılıp vurması kıyılara
Suyun damlaması mermere ağır ağır
Rüzgarların esmesi dağ başında
Kuyuya düşen bir taşın yankısı
Ya da
Bir mum alevinin o tiz sesi
Hep kulaklarımda
Seni görebildiğim kadar duyuyorum
Haydi oyna haydi konuş
Bu oyunun tek seyircisi benim
Avuçlarım kanayıncaya kadar seni alkışlıyorum

Her parmağına bir övgü yazsam yetmez
Güzelliğini anlatmaya ömrüm kafi değil
Sen aynaya bakınca bir başkasını görürsün
Belki biraz sana benzeyen
Belki yer yer seni hatırlatan birisini görürsün
Sana bakarak bir başka kadın boyanır
Bir başka kadın tarar saçlarını karşında
Sen güldükçe güler
Ağlar sen ağladıkça aldatır seni
Oysa ki benim bütün aynalarımda sen varsın
Güzelliğini yalnız ben görebilirim dünyada
Yalnız ben bilirim gözlerinin rengini
Yalnız ben
Ve seni yaratan Tanrıya inat
Her sabah seni ben yaratırım yeniden

Benden yapamayacağım bir şey iste
Yapamayacağım sandığın bir şey
Hani masallarda Kaf Dağı'nın ardında bir dev vardır
Dilersen onun gözlerini çıkarıp getireyim sana
Hani aşılmaz dağlar denizler vardır
Sen istersen aşılır
Gücüm oynatır dünyayı yerinden
İste
Kutuplardan sana kar getireyim
Dilersen Gobi Çölü'nden bir avuç kum
Düşün düşün de söyle bana
Sevgimin yüceliğini bilesin istiyorum

Ümit Yaşar Oğuzcan

26 Ocak 2016 Salı

Kimdi o? Yanındaki kimdi? Ne konuşuyordunuz? İşte buna dayanamam. Kahrolurum.
Dün gece ne yaptın? Nereye gittin? Ah otursaydın da beni düşünseydin ya! Eğlenebildin mi bari?
Yatarken ne okudun? Sonra iyi uyuyabildin mi? Rüyanda neler gördün? Söylesene.
Anladım artık beni sevmiyorsun. Sevdiğini sanmakla yanılmışım.
Zaten çirkin bir adamım ben, sinirliyim, kıskancım, fazla hisliyim. Daima beni seveceğini düşünmemeliydin. Suçluyum. Kendimi sevgilerimin bencilliğinden kurtaramadım. Zayıf, bencil bir adamım öyleyse.
Sonra yalancıyım, iki yüzlüyüm. Seninle konuşurken seninle yatmayı düşünüyorum. Sevgiyle elini tuttuğum zaman, aslında kalçalarını tutuyorum, bilmiyorsun.
Kendime göre hesaplarım da var benim. Yanımda olman gurur veriyor, sevinç veriyor bana. Fakat sana kimse bakmasın istiyorum, kimse konuşmasın seninle. Hep benim ol, durmadan benim ol. Günün her saatinde ve ölünceye kadar benim ol.
Beni seviyor musun? Evet mi? Öyleyse söyle. Kimdi o? Yanındaki kimdi? Nereye gidiyordunuz?
Seven zalimdir biliyorsun, aşk egoisttir. Sen zalim olma. Anlamıyorsun, anlamıyorsun.... . Biraz anla beni.
Sana sitem etmeyeceğim artık. Bütün suç benim. Seni bu kadar sevmemeliydim. Şu köhne ve utanmaz dünyada ne bir kimse bu kadar sevilmeye değer, ne de bir kimsenin bu kadar sevmeye hakkı var.
Kendimizi ne sanıyoruz? Biz neyiz ki? Sus, cevap verme. Teselliye ihtiyacım yok.
Seni bu kadar sevmenin cezasını kendime ödeteceğim.
Göreceksin.

Ümit Yaşar Oğuzcan
-1-

Giyindin mi?
Tırnaklarını boyadın mı?
Ya dudakların
Onları da boya
Tara saçlarını bir güzel
Hazır mısın?
Çıkabilir miyiz
Doruklarına aşkın?
O yerlere varabilir miyiz?
Denizleri geçebilir miyiz?
El ele
Hazır mısın?
Hadi soyun öyleyse

-2-

Sağında bir yürek çarpıyor
Benim yüreğim
Sağımda bir yürek çarpıyor
Senin yüreğin
Şimdi
İki yürek bir bedeniz
Sonra
İki beden bir yürek

-3-

Her parçam bir ayrı yerde
Bir ayağım bu günde
Bir ayağım yarında
Bir gözüm göklerde
Bir gözüm denizlerde
Biri yaşamakta ellerimin
Biri ölümse
Yüreğimse
Bin parçaya bölünmüş
Her biri bin yerinde

-4-

Beni çoğalt
Beni artır
Beni benimle çarp
Seni bin yürekle seveyim
Beni kendinle çarp
Seni bir milyon yürekli seveyim
Beni yerden yere çarp
Duvardan duvara
Öleyim
Seni bir milyar yürekle seveyim

-5-

Bir ova
Sonsuz
Ovada bir at koşuyor
Soluk soluğa
Sarp bir kayalık
Dağ başında
Bir kartal kanat çırpıyor
Soluk soluğa
Ellerimde bir balık
Kıpkırmızı
Can veriyor
Soluk soluğa

-6-

Nefesin nefesime karıştı
Kokun kokuma
Etin etime karıştı
Gözlerim gözlerine
Suyum suyuna
Canım canına karıştı
Bir dere
Geldi ta uzaklardan
Gürül gürül
Denize karıştı
Gök toprağa karıştı
Toprak sonsuzluğa
Ben sana
Sen bana

-7-

Saat kaç
Akşam oldu mu?
Gidiyor musun?
Yoo gitme
Kal ne olursun
Bırak giysilerin gitsin
Çorapların
Yüzüklerin
Ayakkabıların gitsin
İstiyorlarsa
Sen kal bebeğim
Aşk varsa
Tanrı varsa

-8-

Yokluğunda
Hangi eve girdiysem
Hangi odaya
Orada ben yokum
Uzaklarda
Bir ev vardı
O evde bir oda
Orada sen yoksun

-9-

Uzaktayım
Beni çağırıyorsun
Yanındayım
Beni çağırıyorsun
İçindeyim
Beni çağırıyorsun
İçimdesin
Avaz avaz bağırıyorsun

-10-

Ölürdüm bu sevgiden yana yana
Alevlerim yıldızlara yükselirdi
Küllerim kaplardı tüm evreni
Ve ruhum dolaşırdı ta mehşere dek
Kordan bir çığlık gibi

Yaşamam seni kıskandığım içindir

Ümit Yaşar Oğuzcan

21 Ocak 2016 Perşembe

7. MEKTUP - SAHİBİNİ ARAYAN MEKTUPLAR - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
burası büyük şehir, günahkar şehri, o vurdumduymaz, o deli dolu şehir. ben bu şehirde sensiz yaşayamam. bir gün kanıma girer şu kalabalık, şu caddeler, şu tıklım tıklım gazinolar. burası şarkılar şehri, resim gibi kadınlar, kadın gibi erkekler şehri. ben bu şehirde yaşayamam.
insan bir vapur olmalı bu şehirde, bir tramvay olmalı, bir otomobil olmalı. en iyisi bir bulut olmalı, gelip evinin üstünde durmalı. madem ki bulut değilim; ben bu şehirde sensiz yaşayamam.
şehirler de insanlara benzer. gövdeleri, ayakları, dudakları, gözleri vardır, yürekleri vardır, kocaman kocaman elleri vardır. bu şehrin yüreği sende çarpıyor. insan, sana kan taşıyan bir damar olamayacaksa; bu şehirde yaşamamalı. çekip gitmeli.
şehirler de insanlara benzer. duyguları, açlıkları, uykuları vardır, kinleri ve nefretleri vardır, aşkları vardır, büyük. insan aşık değilse, bu şehirde yaşamamalı, çekip gitmeli.
şehirler de insanlara benzer. insan bir şehir olmayacaksa, senin içinde yaşadığın; artık yaşamamalı buralarda, çekip gitmeli.
bir gününde dört mevsim var bu şehrin. her sokağında bir dünya var.bütün sefaletiyle, bütün çirkinliği ile, bütün orospuluklarıyla bu şehir baştanbaşa sevgi. bu şehir baştanbaşa sen.
bu şehirde sevmeyen ya da seni tanımayan yaşadım demesin. ölüler susmasını bilmeli....

17 Ocak 2016 Pazar

Bir zamanlar sizi de sevmiştik hatırlar mısınız
Güzelsiniz demiştik gerçekten güzeldiniz
Her gece ayla beraber çıkardınız gökyüzüne
Gün olur güneşler doğardı aydınlığınızdan
Gözlerinizin şavkı vururdu duvarlara
Gün olur dağ rüzgarıyla gelirdiniz
İnsanı büyüleyen bir havanız vardı
Güzelsiniz demiştik gerçekten güzeldiniz
Tutunca avuçlarımızda eriyecek sanırdık elleriniz
Öyle beyazdılar, inceydiler anlatılmaz
Ya dudaklarınız yaban eriği kokulu
İnsanı deli divane eden dudaklarınız
Hiç öpmemiştik ama bilirdik tadını öpmüşçesine
Zekiydiniz aklımızdan geçenleri bilirdiniz
Bir tanrı yüreğiyle severdik sizi
Güzelsiniz demiştik gerçekten güzeldiniz
Nereye gitsek sizi bulurduk karşımızda
Yürüsek gölgemizdiniz uyusak düşümüzdünüz
Kır çiçekleri açardı bastığınız yerde
İyot kokuları gelirdi uzak denizlerden
Gözlerinize gemilerin biri gelir biri giderdi
Yosun yeşili elbiseler giyerdiniz
Bilseniz nasıl da yaraşırdı size
Şimdi ne desek faydasız yoksunuz
Bir karanlıktır bıraktınız arkanızda
Yüzünüzü görmek mümkün değil artık
Kulaklarımızda yalnız aksi kaldı gülüşlerinizin
Hani yokluğunuz bu kadar uzun sürmeyecekti
Hani giderken gelirim demiştiniz
Vefasızlık bile yakıştı size
Güzelsiniz demiştik gerçekten güzeldiniz
Ümit Yaşar Oğuzcan
Beni seveceksen
İyi sev
Pişman et dünyaya geldiğime
Sevmeyeceksen
Zaten pişmanım demektir
Ümit Yaşar Oğuzcan
-1-
Ne katı yüreklisiniz, aşkolsun
İnim inim inletiyorsunuz beni
Kendinizi dirhem dirhem satıyorsunuz
Oysa verdiğiniz kederler yetmez mi?
Şunu şurasında kaç paralık ömrümüz var
Ne kadar zavallıyız bir düşünün
Belli mi sabaha sağ çıkacağımız
Kim bilir ne getireceğini doğan günün
Gecelerce sevişmek var gecelerde
Uzun etmeyin işte, gelin, gitmeyin
Birlikte çıkalım aydınlıklara
Gecenin ortasında beni bekletmeyin
-2-
Sizinle yatalım isterseniz çimenlere
Gelin, başınızı şöyle göğsüme dayayın
Bakın yüreğim nasıl çarpıyor
Sizi ne kadar sevdiğimi anlayın
Sizinle yatalım isterseniz yataklara
Şöyle bir güzel sevişelim o biçim
Güzel olalım, mutlu olalım, ne dersiniz
Biraz konuşalım, biraz öpüşelim
Sizinle yatalım isterseniz topraklara
Ölelim, dünyayı unutalım
Gelin, sarılalım birbirimize
Aşkı her şeyden üstün tutalım
-3-
Sevişmek var, başka şey düşünmeyin
Boş verin kavgalara, tartışmalara
Şöyle bir nefes alın adamakıllı
Vurun kendinizi çılgın yaşamalara
Gelin, tenhalara gidelim, tenhalara
Saçlarımdan öpün, dudaklarımdan öpün
Öylesine yaşayalım ki utansın
Ölüm kapımıza geldiği gün
Sevişmeden güzel, sevmeden yüce
Ne bulduk ki bu dünyada, söyleyin
Açın yüreğinizi dostluklara, sevgilere
Sevişelim durmadan, aptallık etmeyin
-4-
Buraya yatsanız daha iyi bence
Yanıma şöyle yanıbaşıma
Aşka bırakıverin kendinizi
Ağlamayın, üzülmeyin ama
Şunlar dudaklarınız dolgun, biçimli
Şunlar elleriniz işte alımlı, ince
Bir bir öpmeliyim her yerinizi
Her yerinizi vakti gelince
Çıkarıp atın üstünüzde ne varsa
Çıplaklığınızı güzelliğinizle sarın
Şu küpeleri de, şu yüzüğü de
Onu da çıkarın, onu da çıkarın
-5-
Tutumunuza bayılıyorum bana karşı
Sevginizi pek güzel saklıyorsunuz
Bir bakıyorum anlayışlısınız, incesiniz
Sonra sırtımdan bıçaklıyorsunuz
Kızmıyorum, üstelik hoşuma gidiyor
Değişikliği severim, bilirsiniz
İstiyorum kendinizi verirken
Hep böyle canımı acıtsın elleriniz
Sigaranızı avucumda söndürün dilerseniz
Bırakın tenim yanabildiği kadar yansın
Yeter ki doyalım artık birbirimize
Dudağımda diş izleriniz kalsın
Ümit Yaşar Oğuzcan
Önce iki şiir okuyacağım
İkisi de birbirinden güzel
Beğenmeyeceksin
Sonra hayallerimden bahsedeceğim
Yepyeni otomobillerden,evlerden bahsedeceğim
İnanmayacaksın
Sokakta bir adam sana laf atacak
Tutup öldüreceğim
Sevinmeyeceksin
Kutuplara gideceğim senin için
Öldü mü kaldı mı diye
Düşünmeyeceksin
Sonunda iskambil kağıtlarından
Bir köşk yapacağım sana
Şaşırıp kalacaksın
Ümit Yaşar Oğuzcan
Düşün nice günler gececek aradan
Nice yıllar gececek düşün
Farkında bile olmayacaksın
Nasıl bir girdaba düstüğümüzün
Altın sarısı sacların akpak olacak 
İnce beyaz ellerin nasır nasır
Göreceksin zaman nasıl soldurur insani
Nasıl birdenbire ihtiyarlatır
Hatıralar sızlayacak kalbinde
Bir yara gibi derinden derinden
Birkac sararmış kağıt bir eski resim
Kalırsa ne mutlu bu aşk günlerinden
Bileceksin ki geçmiş sevgilerdir
Her akşam güneşle batan
O çağda aylar ve mevsimler birer işaret
İnsana ölümü hatırlatan
Uyanıp bir gece uykunun en tatlı
yerinde
'Rüyalarıma giren kim?' diyeceksin
İşte o zaman belki beni hatırlayıp
'Sevildim sevildim' diyeceksin.
.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Her gün başka oyunlar oynanıyor yeryüzünde
Yıllardır afişte kalan bizim oyunumuz
Sen bütün güzelliğinle her gece sahnedesin
Dekor durmadan değişiyor
Ama hep aynı müzik
Grieg'in o ünlü konçertosu
Denizin açılıp açılıp vurması kıyılara
Suyun damlaması mermere ağır ağır
Rüzgarların esmesi dağ başında
Kuyuya düşen bir taşın yankısı
Ya da
Bir mum alevinin o tiz sesi
Hep kulaklarımda
Seni görebildiğim kadar duyuyorum
Haydi oyna haydi konuş
Bu oyunun tek seyircisi benim
Avuçlarım kanayıncaya kadar seni alkışlıyorum

Her parmağına bir övgü yazsam yetmez
Güzelliğini anlatmaya ömrüm kafi değil
Sen aynaya bakınca bir başkasını görürsün
Belki biraz sana benzeyen
Belki yer yer seni hatırlatan birisini görürsün
Sana bakarak bir başka kadın boyanır
Bir başka kadın tarar saçlarını karşında
Sen güldükçe güler
Ağlar sen ağladıkça aldatır seni
Oysa ki benim bütün aynalarımda sen varsın
Güzelliğini yalnız ben görebilirim dünyada
Yalnız ben bilirim gözlerinin rengini
Yalnız ben
Ve seni yaratan Tanrıya inat
Her sabah seni ben yaratırım yeniden

Benden yapamayacağım bir şey iste
Yapamayacağım sandığın bir şey
Hani masallarda Kaf Dağı'nın ardında bir dev vardır
Dilersen onun gözlerini çıkarıp getireyim sana
Hani aşılmaz dağlar denizler vardır
Sen istersen aşılır
Gücüm oynatır dünyayı yerinden
İste
Kutuplardan sana kar getireyim
Dilersen Gobi Çölü'nden bir avuç kum
Düşün düşün de söyle bana
Sevgimin yüceliğini bilesin istiyorum


Ümit Yaşar Oğuzcan 

8 Ocak 2016 Cuma

Ben ağlayan şairim 
Bana gülmesini öğretmediler 
Eğil de bir bak mahzun yüzüme 
Anlatır sana çektiklerimi 
Birer bıçak yarası gibi 
Alnımdaki çizgiler 
Ben mutluluk nedir bilemedim 
Saçlarım okşanmaya alışık değil 
Hep böyle dalıp gider gözlerim 
Ve ne zaman düşünsem geçen günleri 
Bir karanlık basar içimi 
Aydınlık değil 
Seni nasıl severim bilirsin 
Nasıl yanarım özlemler içinde 
Bastığın yerler cennet olur 
Bilirim en serin rüzgarla gelirsin 
Yine de yanar tutuşurum ben 
Cehennemler içinde. 
En mutlu sandığın yerde kederliyim 
Ben seninle sensizliği düşünürüm 
Bir korku düşer içime apansız 
Burkulur yüreğim 
Seni şiirlerimde bin yıl yaşatır da 
Ben bin defa ölürüm 
Bir gün yokluğum bir gölge gibi 
Düşüverirse gözlerine 
Unutma ağlayan şairini 
Unutma o günde kapanıp dizlerine 
Kendi yokluğuma kendim ağlarım 
Sen ağlama e mi 
Sen ağlama e mi?

Ümit Yaşar Oğuzcan

6 Ocak 2016 Çarşamba

'' Gönlüm bütün rüzgarlara açık: Ceylanlar için bir mera
ve hristiyan keşişler için bir yuva, Bir mabed ki orada
herkese yer var. Puta da Mekke yolcusunun kara taşına
da ve es'ar-i hamse tabletine ve kuran'a da. Aşk dinidir
benim dinim. Rabbin kervanları ne yana dönerse dönsün,
Aşk dinine inanacak ve ona iman edeceğim.. '' İbn Arabi