6 Şubat 2015 Cuma

Sen gitmeliydin
Mutluluk denen bir yer vardı hep orayı merak ederdin
Kuralı buydu galiba
Sen geç kalmamalıydın mutluluğa
Bu gidişine engel olmalıydım oysa
Hiçbir son bu kadar hazin değildi aşk oyununda
Bir yer vardı düşlerinde adı mutluluk olan
Uzak bir şehir vardı gözlerini bekleyen
İki sevgili dolaşırdı sokaklarında
Anlatırken o şehri ellerini tutan ellerim düşerdi hep boşluğa
Sen geç kalmamalıydın yolunu gözleyen şehre
Renkli dünyalara kavuşmalıydın
Mutluluğun her türlüsünü tatmalıydın gönlünce
Oysa bir şehir vardı seni mutlu etmek için bekleyen
Senden sonra yıkıma uğrayacak bir şehir vardı avuçlarında
Görmüyordu gözlerin mutluluğun kaç rengi olduğunu
şehrimde
Gitmek istiyordu gözlerin her şeyi bile bile
Neydi seni o şehre sürükleyen
Hangi boş vaatlerdi seni benden çalan
Hangi bahaneler peşinde sürüklemişti bu aşkı
Kimlerin ayak izleri kirletmişti şehrimizin sokaklarını
Sen o şehri seçmiştin oysa
Geç kalmamalıydın mutluluk şehrine
Bir sabah gitmiştin elveda bile demeden
İki damla yaş dökememiştim bu gidişin arkasından
Son kez gözlerine bakamadan onları benden çalmıştın
Hangi yalancı seslere kulak vermiştin
Savaş sonrası yıkıma uğramış gibi enkaz yığınları arasında
Mutluluk dönüşüyor birden hüzne ve yalnızlığa
Şimdilerde kimsecikler yok , ölü bir kent sanki senden
sonra
Ölüm sessizliği hakim sensizliğin şehrine
Bir zamanlar sen olan bu şehir,sensiz şimdilerde
Doğru ya sen şimdi el ele yürüyor olmalısın
Mutluluk şehrinin en güzel sokaklarında
Renkli hayatlarda hangi kendini bilmeze
Alay konusu ettin en güzel geçmişimiz olan hikayemizi
Kahkahalar kulaklarına dolarken sen de güldün mü
doyasıya
Söyle tükettin mi içindeki beni anlata anlata
Unuttun mu eski günlerimizi ve seni bekleyişlerimi
Sen gitmeliydin ve gitmiştin
Kavuşmuştun sonunda mutluluk şehrine
En büyük zaferin sanıp da gidişin benden
Bitirememişti, içimdeki seni bende..M.A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder